Yerli mısır patlasın, GDO’lu mısır çatlasın
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, 3-4 Kasım tarihlerinde Şişli ve Kartal %100 Ekolojik Pazarlarında gerçekleştireceği, yerli mısır patlatma etkinliğiyle atalık tohumların yaygınlaştırılması için başlattığı Tohum Takas Ağı Kampanyası'nı tanıtacak. Dernek gönüllüleri, organik ürün üreticileriyle birlikte geçekleştireceği "Yerli mısır patlasın, GDO'lu mısır çatlasın" etkinliğinde, GDO tehdidine de dikkat çekecek.
3 Kasım Cumartesi günü, Şişli %100 Ekolojik Pazar'da, 4 Kasım Pazar günü Kartal %100 Ekolojik Pazar'da patlatılacak yerli mısırlar, pazar müşterileri, kampanya destekçileri ve basınla paylaşılacak. Etkinliğe katılmak isteyenlerin, Derneğin vereceği kâğıtlarla kendi külâhlarını yaptıktan sonra mısır patlatılan tezgâhların önünde sıraya girmesi yeterli.
Yerli türlere bulaşma riski bulunan GDO'lar, sadece sağlığımızı değil, gen kaynaklarımızı da tehdit ediyor. Yerli tohum çeşitleriyle yetiştirilen ürünlerin besleyici değerinin daha fazla olduğuna dikkat çeken %100 Ekolojik Pazarlar Koordinatörü Batur Şehirlioğlu, "Mısır, dünyada GDO'lu üretimde liste başındaki ürünlerden biri. Biz, mısır ihtiyacının yüzde 92'sini karşılayabilen bir ülkede yaşıyoruz ve mısırı ihraç etmek yerine yerli türlerden üretimimizi yaygınlaştırarak kendimize yetebilecek durumdayız. Bu sadece mısır için diğer pek çok gıda türü için de geçerli" diyor.
Hibrid tohumların tescillendiği, uluslararası şirketlerin GDO'lu tohumlarının patent yasalarıyla korunduğu günümüzde, yerli tohumlardan üretilen ürünleri satın almak, bu tohumları eken çiftçiyi desteklemek anlamına geliyor. "Yerli tohumların üretimi, paylaşımı yaygılaştırılmalı" diyenler, 3-4 Kasım'da %100 Ekolojik Pazarlarda buluşarak, Buğday Derneği'nin Tohum Takas Ağı Kampanyası'na destek verecek. Sizi de, bir yandan "Yerli mısır patlasın, GDO'lu mısır çatlasın" etkinliğinde eğlenceli bir hafta sonu geçirmek, diğer yandan da sağlıklı alışveriş ve yerli tohumlara destek için, 3-4 Kasım'da %100 Ekolojik Pazarlara bekliyoruz.
Adım Adım Oluşumu'nun da Avrasya ve Runtalya Maratonlarında koşarak destek verdiği Tohum Takas Ağı Kampanyası'nda, bugüne kadar Türkiye genelinde 27 çiftlikte, 155 yerli çeşit ekildi ve tohumları alındı. Yine Adım Adım Oluşumu ortaklığında devam edecek kampanya çerçevesinde toplanan bağışlarla atalık tohumlar araştırılacak, bulunan tohumların daha fazla çiftlikte ekilmesi sağlanacak ve elde edilen atalık tohumlarımız kurulacak bir takas sistemi sayesinde tohumseverler ve diğer çiftçilerle paylaşılarak yaygınlaştırılacak. Ayrıca çiftçiler için eğitim çalışmalarının yapılacağı ve tohumseverler için bir bilgilendirme kitapçığının basılacağı kampanya çerçevesinde Adım Adım Oluşumu üyeleri 11 Kasım'da yapılacak Avrasya ve 3 Mart 2013'te yapılacak Runtalya maratonlarında adımlarını Tohum Takas Ağı Kampanyası yararına atacak.
Neden Yerel Tohumlar?
• Bulundukları iklime, toprağa, coğrafyaya ait, binlerce yılda uyum sağlamış güçlü, farklı stres (tuzluluk, susuzluk, hastalıklar, böcekler, iklim değişiklikleri) ortamlarına dayanıklı ve daha besleyici tohumlarımız yerine tek tip hibrit ve GDO'lu tohumlara bağımlı kalmak, açlığa davet çıkarmaktır.
• Bir tarafta bu dirençli ve besleyici gen kaynaklarımızı yitiriyor, patentli sertifikalı tohumları yaygınlaştırıp tohum tekellerini zenginleştirip yerli tohumları tohum bankalarına hapsederken, diğer yanda gıda güvenliğimizi çokuluslu birkaç şirketin eline bırakıyoruz.
• Tohum kaynaklarımız birkaç şirketin tekeline geçerken tarım alanlarımızın da büyük kısmı bu tohumlarla ekildiğinden farklı ve çoklu strese dayanıklı olmayan ve o coğrafyaya ait olmayan türlerin olası bir kuraklık, hastalık ve böcek saldırısı karşısında yaşanacak kayıplar sebebiyle doğabilecek bir kıtlığa kucak açıyoruz.
• Konu sadece gıdada bağımsızlık ve açlık ile de sınırlı değil. Hibrit ve laboratuvar ortamında üretilen GDO'lar doğadaki gen kaynağımız olan yerli/yabani ırklarla tozlanabiliyor, biyolojik çeşitliliği ve ekosistemi tehdit ediyor. 1996–2009 tarihleri arasında GDO'lu tohumlarla ilgili 57 ülkede 216 bulaşma vakası tespit edildi. İnsan sağlığı ve ekosistem/doğa üzerindeki olası etkileri uzun yıllara dayanan araştırmalar yapılmadan kullanıma sunulan GDO'lu tohumlarla dünyamız ve insanlık, rızası olmadan denek olarak kullanılıyor.
• Finlandiyalı bilim insanlarınca Science and Society dergisinde yayınlanan araştırma sonuçları biyolojik çeşitliliğin azalması ile astım, alerjik hastalıklar, kanser çeşitleri ve hatta depresyon gibi hastalıklar arasındaki bağlantıya dikkat çekiyor.
Besin değerlerindeki erozyon
• Çin'de 1949'da 10.000 buğday çeşidi varken, 1970'lerde sadece 1.000 adedi kalmıştır. (Norberg-Hodge, Goering, 2001) ABD'de lahana çeşitlerinin %95'i, mısır çeşitlerinin %91'i, bezelye çeşitlerinin %94'ü, domates çeşitlerinin %81'i kaybolmuştur. FAO'nun 150 ülke raporuna dayanarak yayınladığı çalışmaya göre son yüzyılda dünya biyolojik çeşitliliğinin yaklaşık %75'i kaybolmuştur. (FAO, 1996) Tayland'da 1990'da dört çeltik çeşidi ekiliş alanının yarısını kaplamıştı. Bir yıl sonra direnç kazanan bir kahverengi çekirge, biyoçeşitliliğini kaybetmiş Tayland pirinç alanlarını tahrip etmiş ve 400 milyon dolar değerindeki 2,5 milyon ton üretim kaybına neden olmuştur. (Douthwaite, 2002)
Sofra’da Bu Ay
- Mevsimin Olmazsa Olmazları Elma & Armut
- Baharat Karışımları
- Sağlıklı Çocuk Tarifleri