Asena: "Kahvaltıda iki ekmeği bitiririm!"

Dansçı Asena’nın bugünlerde gündemini meşgul eden konuların başında, Teşvikiye’de açtığı dans okulu geliyor… Burada, dans etmeyi öğrenmek ya da spor eşliğinde forma girmek isteyenlere yoğun bir program uygulayan Asena, bir taraftan da okulun mutfağından çıkan yemeklerle damağını şımartmayı ihmal etmiyor…

Fotoğraflar: Erkin Ön

- Öncelikle biraz dans okulunuzdan söz edelim mi?

Aslında biz okulu kurarken, kadınlarla birlikte toplu dans çalışmaları yapacağımızı düşünmüştük. Fakat sonra gördük ki, bize gelen bayanların tercihi başka yönde. Herkes birebir ilgiden, Asena hocalarının onlarla tek tek alakadar olmasından yana… Şimdi bireysel çalışmalara dönüldü ve herkes daha mutlu…

- Öğrencilerinizin hepsi kadın mı?

Erkek öğrencilerimiz de var ama onlar birkaç tane ve sadece kilo vermeye geliyorlar. Ama ağırlıklı olarak evet kadınlar. Hatta kuaför dükkanı gibi burası, biri geliyor, biri gidiyor…

- Dans dışında spor etkinliğiniz de var o zaman?

Tabii, hatta dansı sporla karışık yaptırıyorum. Önce kilo verdirmek birinci amacımız. Kadınları mutlu edecek biçimde forma sokuyor, bu arada dans da öğretiyorum.

- Hazır yaz aylarındayız, uyguladığınız sporun içeriğini biraz daha açabilir miyiz?

Aslında ben tamamen kendi tarzımı uyguluyorum. Çok uzun yıllardır kendi vücudumu forma sokmak için yaptığım ve kendime uyguladığım egzersizlerle Asena stilini yarattım. Bunu uygulayarak kilo vermemek mümkün değil ama bana düzenli gelecekler, biraz fedakarlık edecekler…

- Oldukça sıkı bir vücudunuz olduğuna göre, belki kadınların kabusu selülit için de önerileriniz vardır?

Ben yıllardır bunu söyler dururum. Selülitin iki sebebi var: Birincisi yapısal, kaç yaşında, hangi kiloda olursanız olun, selülitiniz olacaksa oluyor. Ama ikinci sebep hareketsizlik. Siz hiçbir sporcuda ya da dansçıda selülit gördünüz mü? Göremezsiniz, çünkü hareketin olduğu yerde selülit olmaz. Bol bol hareket ve spor diyorum…

- Sizin kostümleriniz de burada satılıyor, çok talep var mı?

Evet, sahnede giydiğim kostümlerimi aynı zamanda okulda satışa da çıkarıyorum. Özellikle Japonya ve Kore'ye bayağı bir kostüm yolladım, Asena orda çok tanınıyor, bu sebeple kostümlerime de oldukça talep var.

- Televizyonla ilgili projeler var mı bu aralar?

Vallahi, herhalde aynı yüzlerden hala sıkılmadılar ki, ekranda onların işgali var, onlar giderse sıra bize de gelir diye düşünüyorum! Okulda pişer, herkese düşer!

- Duyduğuma göre, okul mutfağında nefis yemekler pişiyormuş?

Kesinlikle! Aslında yemekler bizim için çıkıyor ama o anda denk gelen öğrenci varsa onları da oturturum masaya mutlaka…

- Yediklerinize dikkat eder misiniz?

Tam tersi hiç dikkat etmem. Ama benim şöyle bir avantajım var, ben tatlı sevmem.

- Nasıl yani, tüm kadınların yaşadığı tatlı krizlerini siz yaşamıyorsunuz o halde?

Hem de hiç, tatlı krizi nedir bilmem. Ama hamurişini çok severim. Makarna mesela en sevdiğim şeydir ve burada her gün bir çeşit makarna çıkar. Bu bazen tavuklu olur, bazen sebzeli, peynirli, kremalı…

- Özellikle yemediğiniz yiyecekler var mı?

Et ve sakatat sevmiyorum. Hatta et olarak sadece köfte gibi şeyleri yiyebilirim. Ama deniz ürünleri ile aram iyidir. Mesela bir Rizeli olarak hamsiyi yemem, adeta yutarım!

- Yemek yapar mısınız?

Tatlı hariç her şeyi yaparım, arkadaşlarımı da ağırlarım.

- Var mı püf noktalarınız?

Püf nokta falan hiç bilmem, hiç de uygulamam. Bazen izliyorum böyle yok bilmem neli ördek, yok şantili bilmem ne tatlısı… Bunlar bana çok anlamsız geliyor. Benim için kendi yemeklerimiz; kurufasulye- pilavcacığın yerini hiçbir şey tutamaz mesela… Söylüyorlar işte, yok pilavı daha beyaz yapmak için birkaç damla limon suyu, şöyle, böyle… Ben mis kokulu tereyağının içine dökerim şehriyeyi, iyice kavururum, sonra da attım mı pirinci tencereye, işte enfes pilav budur. Onun dışında hiçbir şeye de dikkat etmem…

- Dünya mutfaklarını da sevmiyorsunuz o halde?

Hayır tam tersi, eğer başka bir ülkeye gitmişsem mutlaka o ülkenin mutfağını tatmaya özen gösteririm. Bazı sanatçılar vardır, daha uçaktan iner inmez sorar; 'Türk restoranı yok mu?' Ne yapacaksın sen orda Türk restoranını, ordan geliyorsun zaten! Biraz da bulunduğun ülkenin tatlarını keşfetsene! Ben elimden geldiğince bunu yaparım ama kendi ülkemde de kendi yemeklerimin üzerine tanımam…

- Çok ülke gezmiş biri olarak, en çok hangi ülke mutfağını sevdiniz?

Portekiz'de yediğim balıkları unutamıyorum… Hayatımda hiç görmediğim, tatmadığım balıkları yedim orda, en aklımda kalanı da bu zaten!

- Asena Dans Okulu'nun renkli dekorasyonu, gördüğümüz kadarıyla masanıza da yansıyor! Bunlar çok iddialı ve kız çocuğu kokan renkler... Asena'nın içinde de büyümeyen bir kadın mı var?

Evet, çevremdekiler öyle olduğunu söylüyor. Fuşyayı, pembeyi çok severim. Evimde de, masamda da ucundan kıyısından mutlaka bu tonların görünmesine dikkat ederim. Soğuk renklerle aram pek yok zaten.

- Asena şımarıklık yapmak istediğinde ne yer?

Ben her gün şımarıyorum. En büyük şımarıklığım da kahvaltı, olmazsa olmazım, hem de saat kaçta kalkarsam kalkayım. Kahvaltıda da zeytin, tereyağı ve yumurta mutlaka olmalı! Her gün yumurta yerim ben. Kahvaltıda da ikili ekmeğin hepsini bitiririm. Hatta o kadar çok şeyi birbiriyle karıştırıp, öylesine çok yerim ki, yanımdakiler rahatsız olur. En son babaannem 'hadi seninle bir kahvaltı yapalım!' dedi. Ben su böreğinin üzerine Nutella sürerken dayanamadı ve 'ben kalkayım' deyip sofrayı terk etti.

- E hakikaten çok dayanılır bir görüntü değilmiş, mümkünse kahvaltı sofrasında denk gelmeyelim. Bu kadar yemeye böylesine formda bir vücut, oldukça şaşırtıcı!

Dediğim gibi, her şeyin başı hareket. Ben bir hafta kol çalışıyorsam, bir hafta bacak çalışırım ki, vücut aynı ritme alışıp kendini salmasın diye. Bir de her ne kadar sabah böylesine çok yesem de, akşam asla yemek yemem.

Sofra’da Bu Ay

  • 2025 Trendi Swicy Lezzetler
  • Selin Kutucular'la Sofra'ya Özel
  • Düşük Karbonhidrat Yüksek Lezzet Menüler
ve Daha Fazlası ...