Sibel Tüzün: "İtinayla yenir"

Fotoğraflar: Erkin Ön

- Dinleyenlerinize vereceğiniz güzel haberler var mı bu aralar?

Evet, daha biraz önce yeni albümümüzün çıkışını planladık.

- Ah, ne güzel bir haber bu? Ne zaman çıkıyor albümünüz?

Şimdilik çok detay vermek istemiyorum, ne tarihi ne de içeriği ile ilgili. Ama yaz bitmeden dinleyenlerimle buluşacağım.

- Son albümden sonra epey zaman geçti değil mi?

Son albümüm Kıpkırmızı 2005'te çıktı. Ama bu arada boş durmadım. Arada üç single, bir de Eurovizyon yarışması var. İki sinema filmi, bir tane tiyatro ve canlı performanslarım oldu. Özellikle Mehmet Ali Alabora ile rol aldığım tiyatro projesi Histanbul çok keyifliydi. Canlı performanslar arasında da, en çarpıcı olan, Hayal Bistro'da gerçekleştirdiğimiz Let me Entertain You oldu. 50'lerden günümüze bütün müzik akımlarını geçtik. Sadece müzikal tavır olarak değil, sahne prodüksiyonlarından peruklara kadar her şeyiyle bir zaman yolculuğuydu. Bu arada Hayal Kahvesi'nde caz projesi devam ediyordu Burak Bedikyan ile birlikte, onu da geçtiğimiz günlerde sonlandırdık.

- Siz Türkiye'de müzik alanında değişimin yüzü gibisiniz. Tarzınız, görünüşünüz sürekli farklılaşıyor… Genellikle insanlar bu konuda önyargılıdır, öyle hızlı farklılaşma hallerini kabul etmekte zorlanırız. Peki gerçekte sizin içinizde sürekli değişen bir kadın mı var, yoksa sanatçının değişiminin daimi olması gerektiğine mi inanıyorsunuz?

Aslında bu sorunun cevapları biraz benim kariyerimde gizli. 7 yaşımda TRT Çocuk Korosu'nda müziğe başladım. Oradan TRT Gençlik Korosu'na geçtim. Burada çok sesli müzik yaptım. Sonra lise döneminde rock parçalarla müzik yarışmalarına katıldık. Liseden mezun olduktan sonra, opera konser şarkıcılığı yaptım. Rahmetli Ajlan'la caz projelerimiz oldu. Yani müzik hayatıma başladığımdan beri hep bir çeşitlilik vardı. Ayrıca her şeyden önce ben bir müzisyenim. Herhangi bir popüler kültür öğesi değilim, başka bir işi yapıp müziğe dönmedim. Para kazanma amacıyla kullanmadım müziği, yani müzik benim hayatıma öyle girmedi. Dolayısıyla profesyonel hayata geçişle birlikte, üreten insan olarak kullandım değişimi. Eğer ben bir gün öyle hissediyorsam rock balad da besteleyebilirim, içimden oynamak geliyorsa 9 8 bir şarkı da yapabilirim. Sanırım sorun, yaratan ve söyleyenin aynı kişi olması. Bu durum biraz kafa karıştırıyor. Ama sürekli her albümü birbirine benzeyen bir müzisyenle benim dinleyicim mutlu olmazdı zaten!

- Bu şekilde dinleyicileriniz sizi sürekli farklı projelerde de görebiliyorlar...

Kesinlikle! Beni pop müzikte seven bir dinleyicim, çağdaş tiyatroma geldiğinde çok farklı şeyler hissediyor. Aslında ben alternatif dallarla popüler kültürü çok güzel şekilde kaynaştırıyorum, yakınlaştırıyorum. Hayatında hiç caz dinlememiş üniversite öğrencileri gelip benim caz performansımdan etkilenip caz albümü alabiliyor.

- Genç dinleyici kitlesini nasıl buluyoruz?

Müziğin çok doğru bir noktaya gittiğini düşünüyorum. Müziğin internet aracılığıyla iletilmesinin, insanların herhangi bir kaygıları olmadan kendi ürettiklerini başkalarıyla paylaşmasının, en sonunda bizi istenilen yere getirdiğine inanıyorum. Dünyanın her yerinde popüler müzik, alternatif olandan beslenir. Bu frensiz paylaşım güzel, doğru, yaşanılması gereken bir şey. İnternette gezdiğimde ben bir dinleyici olarak çeşitlilikten çok besleniyorum. Alternatif müziğin yolu açıldı. Ama üretemeyenler çok bozuluyordur bu işe, onların uykusu kaçıyordur.

"Kimse benim gibi balık kızartamaz!"

- En çok ne yersiniz, ne içersiniz?

Ayırmadan her şeyi yerim. Bir kereviz vardı pek sevmediğim ama son senelerde onu da aştım. Ben bir şey yiyemiyorsam, "niye yiyemiyorum?" diye düşünürüm. Dünyada bir tek kişi bile yiyorsa, demek ki o yenebilen bir şey derim. O yüzden artık kereviz de yiyorum. Zaten her şeyi yerim. Mesela dünya mutfaklarına çok açığız, ben ve eşim. Özellikle de balığa çok düşkünüz. Denizden babam çıksa yerim! Her şeyini, her türlüsünü tüketirim.

- Balığı olduğu haliyle mi, yoksa sebzelerle soslarla harmanlayarak mı seversiniz?

Olduğu haliyle, salata eşliğinde yemeyi severim. Ama domates ve sarımsakla pişirip, içine taze köy ekmeği bandırıyorsak, o da başka bir şey. Yine de hiçbir zaman balığa limon sıkmam.

- Dünya mutfaklarıyla aranız nasıl?

Çok iyi! Özellikle eşimle birlikte Çin yemeği yapmayı ve yemeyi çok severiz. Japon mutfağına da bayılırız. Evde sushi yaparız mesela. Bu arada evde ekmek makinemiz var, kendi ekmeğimizi yapıyoruz. Aynı şekilde makarna aparatımızla, makarnamızı hazırlıyoruz. Ben yemek konusunda bir derya olduğumu düşünüyorum…

- Lezzetle ilgili püf noktalarınız nelerdir?

Baharatı çok kullanırım. Ama baharatı asla toz almam, mutlaka tane olarak alıp, öğütürüm. Tavuk pişirirken, aroma versin diye adaçayından faydalanırım.Bu arada deli gibi yemek programlarını takip ederim. Jamie Oliver'a, onun o doğal haline bayılıyorum. Zaten arada sırada kızımla mutfağa giriyoruz. Ben malzemeleri önceden hazırlıyorum ve birlikte yemek yapıyoruz. Bana geçenlerde dedi ki; "Anne, sen şarkıcı olmasan kesin aşçı olurdun", galiba öyle olurdu.

- Dışarıda yemek yemeye nerelere gidersiniz?

Lezzetli ama salaş yerleri tercih ederim.

- Mutfakta bu kadar kendine güvenen bir çizginiz olduğuna göre, dostlarınız da sık sık yemeğe geliyor mu?

Evet, biz ailece misafir ağırlamayı çok severiz. Mesela benim Çerkez tavuğum, bir de balık kızartmalarım çok meşhurdur. Dışarıda da asla kızarmış balık yemem çünkü kimse benim gibi kızartamaz. Bir kere bol yağda kızartıyorum. Balığı buladığım karışıma biraz nişasta katıyorum, çıtır çıtır oluyor. Kızım bile benim kızarttığım balığı kafası, kuyruğu her şeyiyle yiyor. Bu yüzden de arkadaşlarımızın ne zaman canı balık çekse, beni çağırırlar. Ha bir de eşimle puf böreklerimiz pek meşhurdur, onun için de mutlaka bizi çağırır arkadaşlarımız...

- Eşinizle birlikte yemeğe bu kadar gönül verdiğinize göre, evde sık sık romantik masalar hazırlanıyordur.

Açıkçası ben yemeğin hazırlanış kısmını, yani mutfak bölümünü daha romantik buluyorum. Onun dışında yemeğe öyle romantik bir yaklaşımım yok! Akşamları şarap alıp, malzemelerimizi hazırlayıp, eşimle birlikte mutfakta zaman geçirmek zaten yeterince romantik…

- Mutfaktaki hüner aileden mi geçiyor?

Annem yemek konusunda çılgındır. Ben onun kadar sabırlı değilim maalesef! Pastalar yapar, börekler açar, hatta paskalya çöreği bile pişirir. İnanmazsınız döner dahi yapıyor evde… Yaprak sarması da harikadır.

KREM BRÜLE TARİFİ İÇİN TIKLAYIN

- Türk yemeklerini nasıl buluyorsunuz?

Çok severim. Seyahatlerimde de zaten nerenin nesi meşhursa mutlaka gidip onu yerim. Ege Mutfağı başlı başına harika zaten, Karadeniz Mutfağı'na bayılırım. Bu arada Ege'de bir dağ köyünde evimiz var, 130 tane de zeytin ağacımız… Ne zaman fırsat bulsak oraya gidiyoruz. Adaçayı, kekik her türlü bitkimizi topluyoruz. Hatta kızımın buzağısı bile var orda. Bize inanılmaz iyi geliyor…

- Anladığım kadarıyla bol miktarda lezzet eksenli seyahatleriniz de oluyor…

Gittiğimiz her yerde ne yenir, oranın nesi meşhurdur önceden araştırırım. Bu yüzden de çok ilginç lezzetler tadabiliyorum. Mesela bir süre önce eşimle Tokyo'ya gittik. Orda dünyanın en büyük balık hali kuruluyor. Onu görebilmek için üşenmedim, saatimi sabah beşe ayarladım, kalkıp mezata gittik. Yan yana sushi büfeleri var. Bu kadar taptaze sushi'yi dünyanın hiçbir yerinde yiyemezsiniz. Hatta orda inanılmaz bir görüntü ile karşılaştık. Koskocaman bir ton balığı mezatta satılmış ve genç çocuklar o balığı testereyle işliyorlar. Kocaman kemiğini çıkarmışlar, hepsi de kemiğin etrafında toplanmış, kalan etleri koparıp, soya sosuna batırıp batırıp yiyorlardı. Nasıl canımız çekti anlatamam! Japonlar pek İngilizce konuşamıyor, eğer anlaşabileceğimizi bilsem biz de onlara katılacaktık, içimde kaldı diyebilirim…

Esnek bir damak tadınız olduğu kesin! Siz anlatırken, o manzara benim de gözümde canlandı… Çok teşekkür ederiz bu keyifli sohbet için…

Haziran 2010 Sayı:78 nolu dergimizde yayınlanmıştır.

Bakmadan Geçmeyin

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.