Ödül veya Ceza Olarak Puding?
"Tabağındakinin hepsini bitirirsen, sonrasında çikolatalı pasta yiyebilirsin." "Yemeğinden biraz daha yemezsen, sana puding yok." "Ancak fasulyenin hepsini bitirdikten sonra bu kekten bir parça alabilirsin." Kendinizi kaç kez yukarıdakilere benzer cümleler kurarken buldunuz? Bu ve benzeri cümleler, ebeveynlerin ağzından bir anda ve kolaylıkla dökülüverir. İlk etapta kulağa mantıklı da gelir. Besleyici olanı fazla miktarda yerlerse, tatlı ve şekerli bir kaçamağa izin verilecektir ki bu oldukça adaletli, çocuğun sağlıklı beslenmesi ve yolunda ebeveyni rahatlatan bir durumdur. Peki, çocuklarımıza doğru yeme alışkanlıkları kazandırmakta bu yaklaşımın gerçekten işe yarayacağından emin miyiz? Özellikle de yemek seçen ve çok çok az miktarda yiyen daha zor çocuklarsa, bu söylemler onları yeme konusunda cesaretlendirecek midir? Çocuklarda iç disiplini ve olumlu karakter gelişimini ön planda tutan, her çocuğun kendine özgü bireysel gelişimi olduğu düşüncesine dayanan Montessori yaklaşımına göre bu sorunun cevabı ne yazık ki 'hayır'. Bu tarz cümleler çocukta, karşısına geçip pudingi sallayarak gösteriyormuşuz, pudingi sunduğumuz sebzeden daha üst mertebeye çıkarıyormuşuz izlenimi yaratır ve onun için yarardan çok zarar getirir. Bu cümlelerin verdiği bilinç altı mesaj aslında şudur: ''Sana verdiğim yemek aslında çok keyifle yiyeceğin bir yemek değil. Bu yemeği yemek, sonrasında pudingi yiyebilmek için katlanman gereken bir görev ve sen çok lezzetli bir puding yiyebilmek için fazlasıyla doymuş olsan da bu yemeği bitirmelisin.'' Bu mesajlar bilinç altı mesajlar olabilir fakat biz pudingi ödül ve ceza olarak konumlandırmaya devam ettikçe daha görünür olmaya başlarlar. Ek olarak; bu yaklaşım çocuğun doyma hissini göz ardı edip çok tok olsa da pudinge ulaşabilmek için gereğinden fazla yiyebileceğini öğretir. Bu şekilde çocuğun açlık ya da tokluk hissiyle ilgili bir farkındalık kazanması da zorlaşır. Peki çocuğumuz, yemeğini yeterince yemediğinde; "Yemeğini yemezsen puding yok" demek yerine ne yapabiliriz? Puding her gün menünün düzenli bir parçası değilse (ki alışkanlığa dönüşmemesi için her gün tatlı verilmemelidir) pudingi sıradanlaştırarak, pudingten yine de bir miktar verebilirsiniz. Puding yerine yoğurt, meyve de teklif edebilirsiniz fakat "Yemeğini yemediğin için puding yerine sadece yoğurt ve meyve yiyebilirsin" gibi ceza veriyor havasında konuşmamak gerekir. Çocuk yemeğini bitirmediğinde ve istediği pudingi alamadığında yemek masasında üzüntü, gözyaşı, öfke ve söylenmeler kaçınılmaz olur. Yemek masası, negatif duyguların değil ailecek yapılan keyifli sohbetlerin yeri olmalıdır. Bu ısrarcı olmama yaklaşımını benimserken, sunduğumuz kaçamakların sağlıklı alternatifler olması her anlamda içimizi rahatlatacaktır. Sunduğumuz tatlının rafine şekersiz olmasına, glikoz, früktoz şurubu gibi yoğun şeker öğeleri içermemesine dikkat ederek; meyve, bal gibi doğal şeker alternatiflerini tercih ettiğimizde zaten konuya tedbirli yaklaşmış oluruz. Pudingten bu kadar çok bahsetmişken, bu sayıda bizim evin en sevilen rafine şekersiz, kakaolu puding tarifini burada paylaşmasam olmazdı. O kadar uzun zamandır kendi çocuklarım dışında da birçok çocuğa denetme fırsatı bulduğum bir tarif ki eminim bu puding aile boyu çok sevilecek! Pudingin yanı sıra mor lahanayı ve bol yeşilliği içine sakladığım, kinoa ve karakılçık bulgurunu buluşturduğum rengarenk bir kısır; açlık anlarında veya okulda sağlıklı atıştırmalık olarak hayat kurtaracak mercimek kraker ve mevsiminde, besleyici bir bal kabağı çorbası da bu sayımızda çocuklarla buluşmaya hazır. Küçük gurmelere afiyet olsun!
Sofra’da Bu Ay
- Mevsimin Olmazsa Olmazları Elma & Armut
- Baharat Karışımları
- Sağlıklı Çocuk Tarifleri