Ata Tohumlarımızdan Siyez Buğdayı

Ata Tohumlarımızdan Siyez Buğdayı

Siyez buğdayı dünya üzerinde Fas, Fransa, Balkanlar ve Türkiye'de yetişiyor. Türkiye'de ise Kastamonu ilinde ve özellikle de İhsangazi, Devrekânive Seydiler bölgesinde görülür. Ülkemizin önemli zenginliklerinden birini temsil eden bu buğdaya bazı yerlerde 'kaplıca' ve 'bakulca' da deniliyor. Sadece Kastamonu ve Kars civarında yetişen siyez buğdayından bulgur ve un yapılıyor. Bu buğday çeşidi; zayıf topraklarda, soğuk iklimlerde yetişebiliyor. Hazmı kolay olduğu için bebeklere dahi verilebiliyor.

Siyez buğdayı, genetiği değişmemiş en doğal buğday türüdür ve hibritlerin yaşamasının imkânsız olduğu kurak topraklarda yeşerir. Siyez denen besin neredeyse 10 bin yıldır tüketilen bir buğday türü. Siyez tohumu doğadan uzaklaşan insanoğlunun tekrar doğaya dönüş ve doğal beslenmeye duyduğu ihtiyaç ile birlikte benzer genetiği değiştirilmemiş bitkiler gibi daha Anadolu'da çok eski çağlardan bu yana yetişen bir buğday türü olan siyez; genetik yapısıyla oynanmamış, orijinalini koruyan nadir tahıllardan... Dünya üzerinde gdo'lu ürünlerde yaşanan artış, genetiği bozulmamış gıdalara verilen önemi artırırken elimizdeki bu değerin kıymetini bilmenin zamanı çoktan gelmedi mi? Ne dersiniz? çok rağbet görmeye başladı. Tarımı Batı Asya'da başlayıp dünyaya dağılmış. 9 bin yıl önce Yunanistan'a, daha sonra da iki yolla Avrupa'ya düşmüş yolu siyezin. 7500 yıl önce İspanya'ya ve 6000 yıl önce de Kuzey Avrupa'ya ulaşmış. Yunanistan'ın Assiros Bölgesinde yapılan kazılarda, ambarlarda siyez buğdayı bulunmuş.

Kastamonu'da ve Anadolu'da tahıl halen değişim aracı veya para gibi kullanılıyor. Nitekim bazı çiftçiler, kendilerinde olmayan bir tahılı veya yiyeceği, siyez buğdayını verip değiştiriyorlar. Siyez buğdayı düşük verimliliği ve kabuklu yapısından dolayı fazla ekim yapılmayan bir buğday olarak biliniyor. Yerini genetiği ile oynanmış yeni nesil buğdaylara bırakan ürün, son yıllarda organik beslenmeye olan eğilimin artışı ile birlikte öne çıkmıştır. En verimsiz topraklarda bile yetişen buğdayın sulanmaya, ilaçlanmaya ve gübrelenmeye ihtiyacı yoktur. Bilimsel adı Triticum monococcum olan siyez buğdayı, İngilizce 'einkorn wheat' yani küçük kızıl buğday olarak bilinir. Bu zamana kadar gelebilmesinin en büyük sebebi sıkı kavuz yapısıdır. Hastalıklarave zararlılara karşı dayanıklı olan buğday, kurak iklim koşullarında ve fakir topraklarda yetişebilir. Soğuğa dayanıklıdır. Çok özel bir buğday türü olan siyezin biyolojik özellikleri diğer buğday çeşitlerinden farklıdır. Düşünün, Çatalhöyük, Anadolu'daki ilk yerleşim yerlerinden birisi...

Çatalhöyüklüler'in yediği siyez buğdayının çok yakın bir akrabasını bugün biz yiyoruz büyük olasılıkla! Ne kadar şanslıyız değil mi? Dünyada acaba kaç ülke var, yediği bir ürünü yüzyıllardan beri aynı gelenekle yetiştiren? Hasadı bir hayli zahmetli… Ama sonbaharda toprağın kalbine emanet ettiğimiz, bir dolu emek verdiğimiz bitki, hasada dönüp bize ürün olarak geri dönüyor; bu zahmete değmez mi?

Sofra’da Bu Ay

  • Mevsimin Olmazsa Olmazları Elma & Armut
  • Baharat Karışımları
  • Sağlıklı Çocuk Tarifleri
ve Daha Fazlası ...

Bakmadan Geçmeyin