ŞEF MEHMET AKDAĞ VE 7 MEHMET’İN HİKAYESİ

ŞEF MEHMET AKDAĞ VE 7 MEHMET’İN HİKAYESİ

7 Mehmet Restaurant'ın ustadan dedeye, babadan oğula aktarılan felsefesi özünde sade ama derin bir hikaye barındırıyor. Hikaye 1940'lı yıllara dayanıyor; dede Mehmet Akdağ'ın çalıştığı lokantada bir gün müşterinin tabağından saç çıkar ve lokantasının sahibi Usta Hacı Hasan'ın isteği ile çalışan herkes saçını ustura ile kazıtır. Bu cezadan nasibini ve dersini alan dede Mehmet'in saçları kesilince küçük yaşlarda geçirdiği trafik kazasından kalan 'V' harfi ortaya çıkar. Eski Türkçe'de yedi anlamına gelen bu işaret ustanın dikkatini çeker ve Ona isminin önünden bir daha silinmeyecek olan 7 Mehmet lakabını takar. Böylelikle 7 Mehmet'in serüveni başlar. Dede Mehmet Akdağ bir süre sonra kendi işini yapmak üzere kolları sıvar ve Antalya Belediye İş Hanı'nda dört sandalye bir masa ve üç beş servis takımından oluşan küçücük bir dükkanda 7 Mehmet Restaurant'ın ilk temellerini atar. Daha sonra oğul Hakkı Akdağ ve sonrasında da üçüncü kuşak temsilcisi olan şef Mehmet Akdağ devralır bayrağı.

Gastoromiye olan ilgisinin çok küçük yaşlarında başladığını dile getiren başarılı şef Mehmet Akdağ: ''Babam Hakkı Akdağ restorana gün doğmadan önce giderdi. Beni almadan gitmesin diye yastığımı yorganımı alıp kapının önünde uyurdum. Kapıyı açarken beni kaldırmak zorunda kalırdı ve böylelikle bende onunla giderdim.'' diyor ve ekliyor; ''Benim hikayem; lezzete farklı açılardan yaklaşmamla başladı. Çocukluğumdan beri ustam ve babam Hakkı Akdağ'ın rehberliğinde mutfak eğitimime başladım. Lezzet yaratma tutkumla mevsiminde ve en iyi koşullarda üretilen ürünlerle, imza tabaklarımın çıkış noktasını buldum. Malzemenin kendine has lezzetini koruyup, ürünü benimseyip kurduğum bağ ile yeni reçeteler oluşturdum, oluşturmaya da devam ediyorum. Et, tavuk ve balık pişirme tekniklerini sebzelere, sebze pişirme tekniklerini ete uygulayarak gastronomi tutkunlarına farklı deneyimler yaşatıyorum.''

650 yakın yemek, 150 adet imza tabak!

Dededen kalma teknikleri, zanaati, yeni tekniklerle harmanlayarak Akdeniz'in yerel lezzetlerini ve geleneksel Türk mutfağını yeniden yorumlayan başarılı şef Mehmet Akdağ kült statüsündeki reçeteleri, şaşırtıcı tat katmanları yakalamak için aroma, doku ve renkle dengeleyerek ortaya çıkardığı lezzet kombinasyonlarını tabaklarına yansıtıyor. Sebze, meyve, et ve balığın mevsiminde kullanılmasına dikkat eden, malzemelerin en lezzetli oldukları zamanı kollayarak ürünleri yerel üreticiden aracısız olarak temin eden ve doğallığı ön planda tutan Mehmet Akdağ'ın 650'ye yakın yemeği, 150 adet de imza tabağı bulunuyor.

Kendisine; Türk mutfağının yurt dışına açılması ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce Türk mutfağı yurt dışına hangi yemekleri ile açılmalı? Akdeniz mutfağından hangi yemekleri aday gösterirsiniz? diye sorduğumuzda: ''Bizim gerek coğrafya gerekse mevsimsel çeşitliliğimiz Türk mutfağını rakiplerinden ayıran ürün ve lezzetlerin ortaya çıkmasına imkan sağlıyor. Bence bu açılımın bir sınırı olmasına gerek yok. Çok boyutlu bir tanıtım stratejisi ile açılma yapılmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Akdeniz mutfağının kendine has lezzetleri var. Hibeş, oğlak eti ile yapılan zeytinyağlı terbiyeli malatura, kabak tatlısı ve bergamotlu pilavı kesinlikle aday gösteririm.'' cevabını alıyoruz.

Kendi restoranında su böreği hamuru, pilav çeşitleri ve karidesli civeyi açık ara çok seven başarılı şef kendisinin yolundan gideceklere mutfağın her yerinde ayırmaksızın çalışmalarını, özellikle de bulaşıkhanede çalışmalarını öneriyor. Restoran dışında arta kalan zamanlarında ise ailesi, eşi ve çocukları ile vakit geçirmekten büyük keyif alıyor.

Yetenekli şef: ''Çocukların kendi hikayeleri olacağını biliyorum ama ailemden bana kalan mirası yaşatmak için oğlumla şimdilerde balık mezatlarına, arada kendi mutfağımıza girmeye, pazar alışverişlerini birlikte yapmaya başladık.''diyor ve ekliyor: ''Her fırsatta sanatla iç içeyim çünkü sanat bizim işimizin bence en önemli parçalarından. Eşimle dünyayı gezip öğreniyorum. Farklı lezzetler tadıp kendi mutfağımda yeni şeyler denemek beni heyecanlandırıyor.''

Sofra’da Bu Ay

  • Mevsimin Olmazsa Olmazları Elma & Armut
  • Baharat Karışımları
  • Sağlıklı Çocuk Tarifleri
ve Daha Fazlası ...