Gökçeada’da Doğallığın İçinde; Tümay Karakaya
Kendinizden bahseder misiniz? Tümay Karakaya kimdir?
Aslen İzmirliyim. Orada doğup büyüdüm. Baba tarafım Yunanistan'ın karşısındaki İstanköy (şimdiki adıyla Kos) adasından göçmüşler. Bu yüzden çocukluğumda babaannemden hep ada hayatı ile ilgili hikayeler dinlerdim. Ekonomi eğitimi aldım ama bir bankanın yatırım bölümünde bir süre çalıştıktan sonra kurumsal hayatın bana göre olmadığını anlayıp kendi yoluma devam ettim. Eşimle tanıştıktan sonra sekiz yıl boyunca İstanbuldaydım ta ki Gökçeada'ya taşınana kadar.
Sosyal medya hikayeniz nasıl başladı, nasıl gelişti?
Aslında ben çok uzun zamandır Instagram için içerik üretiyorum. Hatta o zamanlar Instagram'da video paylaşmak bile mümkün değildi sadece fotoğraf paylaşımı yapılabiliyordu. O zamanlar takipçi sayım şimdiki gibi değildi. Instagram'da daha geniş kitlelere ulaşmam Gökçeada'ya taşındıktan sonra oldu. Büyük şehirdeki yaşamımızı bırakıp hele bir de çocuk varken kuzey Ege'de bir adaya yerleşiyor olmak takip edenlerin ilgisini çekti. İstanbul'dan Gökçeada'ya taşınma hikayemizi anlattığım reels videosu keşfete düşüp 10 milyonun üzerinde izlenince Instagram benim çok daha aktif kullandığım bir mecra haline dönüştü. İnsanlar ilgi gösterdikçe ben de buradaki hayatımla ilgili daha fazla paylaşım yapmaya başladım. Ve bugünlere geldik.
Belirli bir takipçi sayısına ulaştıktan sonra tam zamanlı bir işe dönüşmüyor mu İnstagram? Sonuçta sizden hep bir beklenti var, takipçiler içerik ve paylaşım bekliyor.
Evet dönüşüyor çünkü düzgün ve kaliteli içerik üretmek istiyorsanız buna kesinlikle vakit ayırmak gerekiyor. Takipçilerle kurduğum bir bağ var ve ben bundan çok keyif alıyorum. Hatta bazı sık mesajlaştığım takipçilerimle arkadaş gibi olduk diyebilirim. Hepimizin hayatında zaman zaman olumsuzluklar oluyor benim de tabii ki böyle fakat ben hayatın olumsuz yanlarını değil güzelliklerini paylaşmayı tercih ediyorum. Gökçeada'da olduğum için şükür ettiğim anları paylaşmayı seviyorum. Biraz yavaşlamanın, doğaya dönmenin, tüketim çılgınlığı çemberinden çıkmanın aslında bize ne kadar iyi gelen bir şey olduğunu göstermeye çalışıyorum.
Paylaştığınız fotoğraf ve videoları kendiniz mi çekiyorsunuz? Paylaşım öncesi fotoğraf ve videoların seçmesi, kurgulaması, yazım süreci vs. ne kadar zamanınızı alıyor?
Fotoğraf ve videolarımın büyük çoğunluğunu kendim çekiyorum. Artık tripod'um benim bir uzvum gibi oldu diyebilirim. Dış mekan çekimlerinde bazen yanımdaki arkadaşımdan eşimden dostumdan yardım istiyorum çekim için ama o zaman da çok müdahale ediyorum. Çünkü benim yansıtmayı sevdiğim bir bakış açım var ve bunu bir başkasının çekimi ile yakalayamıyorum. Tarif çekimleri özelikle çok vakit alıyor. Evde normalde kendi başımıza yemek yaparken kullandığımız tabağa çanağa onların arasındaki uyuma çok da takılmayız. Ama çekim yapacağım zaman aynı zamanda bir sofra styling'i de yaptığım için normalde pişirmesi 1 saat sürecek bir yemek çekimle beraber bazen 4-5 saate çıkıyor.
İçeriklerinizi oluştururken nasıl bir süreçten geçiyorsunuz? Yazı yazar gibi önce olgunlaşmasını mı bekliyorsunuz ya da rutin içinde kendiliğinden mi geliyor?
Özellikle çektiğim tarif videolarında mevsiminde yetiştirdiğim sebze ve meyveleri kullanmaya özen gösteriyorum. En sağlıklı beslenme şeklinin gıdaları mevsiminde tüketerek olabileceğini düşünüyorum. Adada yetişen balıklara yeşilliklere baharatlara yer vermeyi seviyorum. Zaten tariflerimde kullandığım çoğu sebzeyi kendim yetiştiriyorum. Tarif videoları dışındaki günlük hayatımla ya da ada hayatı ile ilgili çektiğim videolarda ise aslında gelişine ne yaşıyorsam onları kendi gözümden çekip paylaşıyorum. Gökçeada görsel olarak ve sinematografik olarak çok zengin bir yer. Bazen sadece bir gün batımı bile bir video çekmek için yeterli oluyor.
Sosyal medyada sizi örnek alan ve sizin yolunuzdan gitmek isteyenlere neler tavsiye edersiniz?
Biraz sabırlı olmak gerekiyor. Çok güzel içerikler hazırlıyor olabilirsiniz ama insanların bunu görüp keşfetmesi biraz zaman alabiliyor. Belki de biraz kendine dış gözle bakmak gerekiyor. İnsanlar sizi neden takip etsin? İnsanlar sizin videonuzu neden izlesin? Bunların cevabını önce kendinizde bulmanız gerekiyor. Eğer sosyal medyayı sadece link verip para kazanabileceğiniz bir mecra olarak görürseniz istediğiniz noktaya gelemeyebilirsiniz. Önce işinizi düzgün yapın, kendi tarzınıza güvenin, anlatmak istediğiniz hikayeleri görselleştirin, takipçilerinizle gerçek bağ kurun gerisi zaten kendiliğinden olacaktır.
Geçen yıl Gökçeada'ya yerleştiniz. Her şeyi bırakıp yeniden bir hayat kurmak zor olmadı mı? Sizin gibi hayatında değişiklik yapacaklara neler önerirsiniz?
Ocak ayında Gökçeada'ya yerleşmemizin 3'üncü yılı dolacak. Buraya yerleşmemizde çocuğumuzun etkisi çok büyük. Eşim ve ben kızımızın şehir karmaşasından uzakta daha doğayla iç içe bir yaşam sürmesini istedik. İyi ki de böyle yapmışız diyoruz. Şimdi burada yılın altı ayı denize girebildiğimiz, meyveleri sebzeleri dalından toplayıp yiyebildiğimiz, trafikte saatler geçirmeden, bu arada Gökçeada'da trafik lambası bile yok, istediğimiz yere ulaşabildiğimiz, tavuklarımızı, keçilerimizi besleyebildiğimiz bir hayatımız var. Tabii ki de küçük yerlerde büyükşehirdeki olanaklar olmuyor. Ama yaşadığınız yerle özdeşleştiğinizde inanın o olanaklar aklınıza bile gelmiyor.
Eklemek istedikleriniz?
Genelde insanlar bana mutfakla ilgili bir eğitimim olup olmadığını soruyorlar. Günümüzde artık istedikten sonra bilgiye ulaşmak o kadar kolay ki. O kadar güzel kaynaklar var ki yeter ki ilginiz olsun. Benim rahmetli babaannem mutfağa çok meraklı, çok becerikli bir kadındı. Ben yazlarımı onlarla geçirirdim. Ve onlarla olduğum süre boyunca her gün yemek hazırlarken mutlaka mutfağa beni dahil ederdi. Tam bir Egeli ada kadını olduğu için sofradan zeytinyağlılar, ot yemekleri, deniz ürünleri eksik olmazdı. Yani ben daha beş yaşımdayken mutfakta kalamar ayıklıyordum diyebilirim. Küçüksün sen elleme demezdi. İyi ki de öyle yapmış. Mutfağa olan ilgimi ve bilgimi babaanneme borçluyum. Ben de şimdi kendi kızımı yemek yaparken hep mutfak işlerine dahil ediyorum.
Sofra’da Bu Ay
- Muz ile Işıldayan Tarifler
- Yeni Yılın İlk Kahvaltı Tabakları
- Muhteşem Ana Yemekler